Kapat

Kendimi Acayip Eleştiririm

          Mardin'de çekilen ve atv'de yayınlanan 'Aşk Bir Hayal' dizisinde Kürt kızı Asmin'i oynayan Nehir Erdoğan, Cosmopolitan dergisine verdiği röportajda her şeyi anlattı.

- Ben 'Nehir Erdoğan'la röportaj yapacağım' dediğimde daha tecrübeli arkadaşlarım 'Eyvah işin zor, biraz gıcıktır' dediler. Sizce neden öyle demişlerdir?
- Böyle efsaneler döner her zaman. Bence bir-iki kişinin fikrine göre hareket etmemek lazım. Tereddütlü ve ketum anlamında söyledilerse onu anlayabilirim. Çünkü hemen arkadaş olup, kendimi rahat ve samimi hissederek anlattığım şeyler yanlış başlıklarla ve başı sonu kesilerek yazıldı. Bunun üzerine ben de daha düşünerek konuşmaya başladım.

- 'Zekasının farkında olduğu için işler hep kendi yönlendirmesiyle ilerlesin istiyor' diyenler oldu mesela...

- Evet, kontrolcü bir tipimdir, doğru. Ama bir işe başladığın zaman, onunla ilgili ortak çıkarları gözetmen gerekir. Ben sadece kendimi düşünerek ortaya iyi bir sonuç çıkmayacağını biliyorum. Kaldı ki ben karşımdakine güvenmeyi de çok severim; çalıştığım ekiplere sonuna kadar güvenirim.

Ama bizler insanız, hepimizin gıcık yönleri olabilir. Bunu itiraf etmek doğallıkla da ilgili aynı zamanda...
Bir şey söyleyeyim mi; ben böyle mutluyum. Biraz da gıcık gözükeyim. Ayrıca aksine 'Hiç gıcık gözükmeyen, hatta fazla sempatik, bu yüzden de suiistimal edilen biri miyim acaba?' diye de düşünüyorum.

- Evet, sempatik ve masum bir imajınız var.
- Geçen gün lise gömleğimi buldum. Hani mezun olurken anı olarak arkadaşlarınız üzerine bir şeyler yazar ya. Onu okuduğumda gördüm ki insanlar benim için; 'Deli, manyak, çılgın, hep güler...' yazmışlar. Bir baktım, ben hiç de gülen bir insan değilim son zamanlarda. Bayağı bir kırılma noktası olmuş. Aslında ciddiyeti de çok sevmem. Ama bazen hayat mecbur kılıyor demek ki...

Sürekli yarını, birkaç saat sonrayı programlamaktan anları kaçırıyoruz...
İşte o noktada yine kişinin kendisinin devreye girip kendini toparlaması lazım. Çünkü orada kontrol manyaklığı başlıyor. Bu hayattan tamamen çalan bir şey. Hesap kitap meselesi çünkü bunların hepsi. İşin doğallığından uzaklaşan bir şey. Zaman zaman bunu toparlamak lazım.

- Yakınlarınıza sorsak sizin hangi yönlerinizi sevmediklerini söylerler?
- Hepsinin söyleyeceği tek bir şey vardır; 'Sabahları çok gıcıktır' derler. Kötü uyanıyorum. Bunun olmaması için gerçekten çalıştım. Rüyalarımı gerçekmiş gibi görüyorum ve çok eğleniyorum. O rüyalardan kalkmak sanki başka bir dünyadan kopuyormuşum hissi veriyor bana.

- Kendinizi eleştiriyor musun?
- Çok. Acayip eleştiririm kendimi.

- Sık sık sigara yakarak güzelliğinize zarar veriyorsunuz mesela...
- Benim sigarayla ilişkim biraz nostaljik. Geçmişi hatırlatan her şey gibi sigarayı da seviyorum galiba. Tabii ki kötü bir şey, sigara savunuculuğu yapmıyorum. Tamamen duygusal bir şey bu.

- Gelecekle ilgili endişeleriniz var mı?

- Ben sadece mutlu olmak istiyorum... İyi niyet istiyorum. Kendimde bile iyi niyetli olmayan bir şey yakaladığımda çok mutsuz oluyorum. Bu anlamda kendimi çok didikliyorum. Onun dışında, 'geleceğim ne olacak?' diye endişelerim yok. Hele kariyer, zerre kadar umurumda değil. Bir şeyi yaparken tabii ki yapabileceğimin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Ama bunların hepsi fani şeyler. Bana kalırsa ben erken yaşta öleceğim mesela. Öyle bir his var içimde.

- Allah korusun!
- Ailemde kanserden çok kayıp olduğu için var olan bir korku bu büyük bir ihtimalle. Ben bu kadar olumsuz bakmak istemiyorum...